Terzi Mustafa 50 Yıldır Makasını Elinden Düşürmedi

Röportaj 07.05.2023 - 22:57, Güncelleme: 08.05.2023 - 09:42
 

Terzi Mustafa 50 Yıldır Makasını Elinden Düşürmedi

Terzilik; tarihi çok eskilere dayanan bir meslektir. İlk insan ve ilk peygamber Hz. Adem Aleyhisselam zamanından beri insanlar giyinme ihtiyaçlarını dokuma, deri ve buna benzer şeylerden elbiseler dikerek karşılıyorlardı. Kur'an-ı kerimde ismi geçen, ilk defa kalemle yazı yazan Hz. İdris aleyhisselam, ok ve yay kullanmanın yanında terzilik mesleğini de insanlara öğretti. Bunun için İdris Peygambere (aleyhisselam), terzilerin ve alimlerin piri denildi.
Gümüşhane'de ise terziliğin geçmişi Osmanlı dönemine uzanır.  Terzilik mesleği; "biçki" ve "dikiş" denen iki ana kaideye dayanır. Terzilerin mesleklerinde yükselebilmesi ve iş yapabilmeleri için, bu iki kaideyi iyi bilmeleri şarttır. Bunu iyi bilen, mesleğini seven ve 1970’yi yıllarda Van’da mesleğe ilk adımını atan Mustafa Öztürkçü, çıraklıktan ustalığa terzilikte yükselişinin öyküsünü terzi titizliği ile özetliyor. Röportaj-Fotoğraf: Hüseyin Geylani Akdaş Hüseyin AKDAŞ: Sayın ustam; bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Terzi Mustafa: Öncecilikle benimle röportaj yaptığınız için çok teşekkür ediyorum. Soracağınız sorulara yardımcı olmaya çalışacağım.  H.A.:Rica ederim. H.A.: Mustafa Öztürkçü kimdir?  Sizi tanıyabilir miyiz? Terzi Mustafa: 1957 yılında Bitlisin Adilcevaz kazasına bağlı Erikbağı (Koçeri) Köyü’nde dünyaya geldim. İlkokul 4.ncü sınıfa kadar Erikbağı Köyü’nde okudum. Bazı nedenlerden dolayı Van’a gittik. 4.’ncü ve 5.’nci sınıfı Van Şehit Kemal Görgülü İlkokulu’nda okuyarak buradan mezun oldum. Ben İlkokul mezunuyum. Maddi imkansızlıklardan dolayı okuyamadım. Mecburen mesleğe atılmak zorunda kaldım. H.A.: Sayın ustam; Terzi olamaya ne zaman, neden ve nasıl karar verdiniz. Bu mesleği size kim tavsiye etti? Terzi Mustafa: 1960 ve 1970 yılları arasında sanata çok önem verilirdi. Kimisi şoförlükle, kimileri marangozlukla, berber ve terzilik gibi bir sanatla uğraşırdı. O dönem terzilik yapan akrabalarımdan birinin tavsiyesi ile terzilik mesleğine ilk adımı mı onun yanında attım.   Kendisi terzi de kalfalık yapıyordu. 1969 yılında terzilik mesleğine çırak olarak başladım. Çırak olarak girdiğim işyerinde kalfalık ve daha sonra da usta olarak bu işyerinde 10 yılımı tamamladım.  Usta olduktan sonra kendime ait işyerimi açtım ve 51 yıldır da çok sevdiğim terzilik mesleğini sürdürüyorum. Son 12 yıldır da Bağ-Kur emeklisiyim.  H.A: Sayın ustam; mesleğinizin ilk yılları ve son yıllarını bize nasıl kıyaslar mısınız.? Terzi Mustafa: 1970 yıllarında imkanlarımız kısıtlıydı. Eskiye rağmen terzilik mesleği çok daha rahat ve kolay yapılıyor. Mesleğimin ilk yıllarında ayaklı dikiş makinesi ile dikiş yapılıyordu.  Tüm dikmiş olduğumuz elbiseleri elde dikerdik. Ceketin içine “Tela” dediğimiz malzemeyi astarla kumaş arasına koruyucu olarak bırakırdık bu da elde yıkanırken ceketin bozulmamasına neden olurdu. Terzide dikilen takım elbisenin işlemlerinin çoğu el emeği göz nuru ile hazırlanırdı. Daha önce 10 kişinin yaptığı işçiliği şimdi konfeksiyon hazır giyimde son teknoloji ile 3 kişiyle yapabiliyorsunuz. Yeni teknoloji ile el sanatı ve işçilik bitme noktasına geldi.  Şimdi ise makineler son derece modern oldu. Geçmiş yıllara oranla mesleğimiz daha rahat  ve daha iyi imkanlara sahibiz. H.A.: Sayın ustam; Konfeksiyon sektörü  terzilik mesleğini nasıl etkiledi? Terzi sayısı Gümüşhane’de artıyor mu azalıyor mu? Terzi Mustafa: Maalesef bazı imkanlardan dolayı herkes okumayı tercih ettiğinde dolayı kimse  terzilik sanatı öğrenmek istemiyor.  Bundan dolayı da rahatsızız. Şimdilerde terzilik mesleğinde çalıştıracak işçi bulamıyoruz. Bizler bu konuda sıkıntı yaşıyoruz. Hazır konfeksiyon ürünlerine rağbet olunca el emeği göz nuru olan terzilik mesleği yok olmayla karşı karşıya . 70’li yıllarda çalıştığımız ayaklı makine ile şimdi ki son model makineler bir değil. Konfeksiyon sektörü olmasaydı Türkiye’nin en küçük illerden birisi olan Gümüşhane’de dahi 50-100 terzi dükkanı olabilirdi fakat şuanda bu mesleği yapan daha az. Konfeksiyon sektörü  olan hazır giyim terzilik sanatının gelişmesini çok etkiledi.  Konfeksiyon de sektöründe hazır giyim oldu. H.A: Sayın ustam;  Erkek terzi ile Kadın terzi arasındaki farklar nedir? Terzi Mustafa: Her meslekte  olduğu gibi meslekte de farklılar vardır. Bir gömlekçi ve kasketçinin bizden farklı olan mesleği onların sanatlarıdır. Her sanatkarın branşları farklı. Bir insan iyi bir tır şoförü olabilir ama bir bisikleti kullanamayabilir. Sonuçta ikisi de araçtır. Bizde de kadın ve erkek terzilik arasında farklılıklar olabiliyor.   H.A.: Sayın ustam;  mesleğinizden memnun musunuz.? Terzi Mustafa: Mesleğimden ve sanatımdan çok memnunum. H.A.: Sayın ustam; şu anda yeni bir iş yapmak isteydiniz hangi mesleği yapmak isterdiniz? Terzi Mustafa: 50 yıllık meslek hayatımda çok zorlandığımız dönemler oldu. Sebebi de ben ilkokulu bitirdikten sonra terzilik mesleğine başladım. Eğitimimi  tamamlayıp mesleğe başlasaydım hem daha çabuk bu mesleği öğrenir hem de mesleğin çeşitli sanatlarını öğrenmeden işyeri açmazdım.  Terzilik mesleğini seviyorum ve yine bu mesleği yapardım. H.A: Sayın ustam; meslekle ilgili sıkıntılarınız neler? Mesleği öğrenmek için çırak, kalfa bulabiliyor musunuz.? Terzi Mustafa: Tabi ki meslekle ilgili en büyük sıkıntılarımız biri işçi bulamıyoruz. Şuan işlerimden memnunum. Ancak bana yardımcı olacak bir kişi bulup da işyerimde çalıştıramıyorum.  Maalesef herkes okuyum bir yere geleyim diyor. Ama herkes okuyacak diye bir kanun yok. Kimisi okumada başarılı olur kimisi sanat da  başarılı olur. Eski meslekler öldü diye rağbet görmüyor. Sizin de ifade ettiniz gibi şuan meslekte en büyük şikayetimiz çırak ve kalfa bulamıyoruz. Artık çırak ve kalfa yetiştiremiyoruz. Yani çalışmıyor, çalışmak istemiyor. Eminim küçücük bir şehir olan Gümüşhane de her sanatkarın yanında birer ikişer çırak yetişip ve ekmeğini kazanmış olsaydı işsizlik azılır ve mesleğimizde devam ederdi. Yeni eleman bulmada sıkıntılarımız var.  H.A.: Sayın ustam; meslek ile ilgili beklentileriniz neler? Terzi Mustafa:  Beklenti bu yaşa gelememe rağmen hala şu meslek ve sanatımı çok seviyorum.  Sabahın erken saatlerinde işyerimi açıp işin yoğunluğundan dolayı da akşam geç saatlere kadar çalışıyorum. İşlerimden son derece memnunum. Ben hizmet etmeyi seven  bir sanatkarım. H.A: Sayın ustam; çevre esnafı ile ilişkileriniz nasıl? Terzi Mustafa: Gümüşhane ilinde terzi olan arkadaşlarımız olsun, diğer sanat dallarında olsun herkesle diyaloğum çok iyi. Hayatımın en huzurlu yıllarını şu insanların içerisinde geçiyorum.  Yani gayet memnunum hayatımdan. Hiçbir esnafla bir sorunum yok.    H.A.: Sayın ustam; bir terzi olarak insanlar niçin sizi tercih etmelidir? Terzi Mustafa: Şimdi bir insanın tercih sebebi belki iyi bir sanatkar olabilirsin. Ama iyi bir esnaf olmadığınız zaman o sanatın hiçbir işe yaramıyor. Şimdi öncelikle iyi bir esnaf, iyi bir sanatkar olman için bir kere müşteri ile çok iyi diyalog kurman lazım. Herkes 3-5 krş. para için çoluk çocuğunun nafakası için çalışır gayret eder. Bunun için sanatdan da daha çok esnaflık benim nazarımda ön planda. İşyerinize gelen bir vatandaş sizden iş yaptırdıysa memnun olabilir, şikayetçi de olabilir. Müşteriyi güler yüzlü cana yakın bir şekilde  karşıladığınız zaman işlerinde bir eksiklik varsa o bu durumdan  memnun kalıyor. Bu da sizi mutlu ediyor. Bana gelen müşterilerim bu güler yüzlü yaklaşımımdan dolayı beni tercih ediyorlar. H.A.: Sayın ustam; genel olarak terzilik yapan insanlar hakkında neler söyleyebiliriz.? Terzi Mustafa: Herkesin mesleğine ve sanatına saygılı olmasını isterim.  Bir insan eğer esnaflığına saygı duymuyorsa mesleğine saygı duymuyorsa kabahati bir müşteri veya herhangi bir kişiden bulmamalı. Ben şu mesleğimi çok severek yaptığım için şikayetçi değilim. Sanatımdan ve esnaflığımdan memnumum. H.A : Sayın ustam; mesleğinizde en önemli unsur nedir? Terzi Mustafa: Her meslek kutsal olduğu gibi terzilik mesleği de kutsaldır. Şu terzilik mesleği insanlarla halkla ilişkileri olan en birinci baş sırada gelen bir meslek diyebiliriz. Terzilik mesleğimden dolayı vatandaşlarımız olsun, ilimizin mülki idare amirleri olsun, yerel yöneticiler olsun, üniversitemizdeki hocalarımız olsun, askeri erkan olsun diyaloglarımız çok iyi. Bu da bana huzur veriyor. Ben başka bir mesleği yapmış olsaydım belki bu kadar rahat diyalog kuramayabilirdim.  Terzilik mesleği benim görüşüme göre halkla ilişkileri en iyi olan bir meslek dalıdır.  H.A.: Sayın ustam; müşteri ile yaşanan sorunlara örnek verebilir misiniz.? Terzi Mustafa: Şimdi mutlaka yok desek yanlış olur. O kadar iyi günlerimiz oldu ki bu kadar iyi günlerimizin içerisinde çok aksi durumlarla da karşılaşıyoruz. Hatta öyle oluyor ki yani yanlış anlaşılmalardan dolayı bizi şikayet edenler bile olabiliyor. Memnun olmayan bir müşteri gittiği yerde falan esnaf bunu bunu söyledi diye. Fakat benim çok kötü anılarım olmadı diyebilirim. Ben herkese saygılı bir şey şekilde yaş aramadan, kimlik aramadan, makam aramadan kapımdan içeri giren her şahsı benim müşterim değil de bir misafirim kabul ettiğim için fazla sorun yaşamıyorum. H.A.: Sayın ustam;  bize değerli vaktinizi ayırıp sorularımıza içtenlikle cevapladığınız için teşekkür ederim. Terzi Mustafa: Aslında ben size de çok teşekkür ederim. Ve ayrıyeten bu imkanları tanıyıp ve beni iş yerime kadar gönderen sayın hocalarınıza da teşekkür ederim ve hürmetlerimi sunuyorum.  
Terzilik; tarihi çok eskilere dayanan bir meslektir. İlk insan ve ilk peygamber Hz. Adem Aleyhisselam zamanından beri insanlar giyinme ihtiyaçlarını dokuma, deri ve buna benzer şeylerden elbiseler dikerek karşılıyorlardı. Kur'an-ı kerimde ismi geçen, ilk defa kalemle yazı yazan Hz. İdris aleyhisselam, ok ve yay kullanmanın yanında terzilik mesleğini de insanlara öğretti. Bunun için İdris Peygambere (aleyhisselam), terzilerin ve alimlerin piri denildi.

Gümüşhane'de ise terziliğin geçmişi Osmanlı dönemine uzanır.  Terzilik mesleği; "biçki" ve "dikiş" denen iki ana kaideye dayanır. Terzilerin mesleklerinde yükselebilmesi ve iş yapabilmeleri için, bu iki kaideyi iyi bilmeleri şarttır. Bunu iyi bilen, mesleğini seven ve 1970’yi yıllarda Van’da mesleğe ilk adımını atan Mustafa Öztürkçü, çıraklıktan ustalığa terzilikte yükselişinin öyküsünü terzi titizliği ile özetliyor.

Röportaj-Fotoğraf: Hüseyin Geylani Akdaş

Hüseyin AKDAŞ: Sayın ustam; bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.

Terzi Mustafa: Öncecilikle benimle röportaj yaptığınız için çok teşekkür ediyorum. Soracağınız sorulara yardımcı olmaya çalışacağım. 

H.A.:Rica ederim.

H.A.: Mustafa Öztürkçü kimdir?  Sizi tanıyabilir miyiz?

Terzi Mustafa: 1957 yılında Bitlisin Adilcevaz kazasına bağlı Erikbağı (Koçeri) Köyü’nde dünyaya geldim. İlkokul 4.ncü sınıfa kadar Erikbağı Köyü’nde okudum. Bazı nedenlerden dolayı Van’a gittik. 4.’ncü ve 5.’nci sınıfı Van Şehit Kemal Görgülü İlkokulu’nda okuyarak buradan mezun oldum. Ben İlkokul mezunuyum. Maddi imkansızlıklardan dolayı okuyamadım. Mecburen mesleğe atılmak zorunda kaldım.

H.A.: Sayın ustam; Terzi olamaya ne zaman, neden ve nasıl karar verdiniz. Bu mesleği size kim tavsiye etti?

Terzi Mustafa: 1960 ve 1970 yılları arasında sanata çok önem verilirdi. Kimisi şoförlükle, kimileri marangozlukla, berber ve terzilik gibi bir sanatla uğraşırdı. O dönem terzilik yapan akrabalarımdan birinin tavsiyesi ile terzilik mesleğine ilk adımı mı onun yanında attım.   Kendisi terzi de kalfalık yapıyordu. 1969 yılında terzilik mesleğine çırak olarak başladım. Çırak olarak girdiğim işyerinde kalfalık ve daha sonra da usta olarak bu işyerinde 10 yılımı tamamladım.  Usta olduktan sonra kendime ait işyerimi açtım ve 51 yıldır da çok sevdiğim terzilik mesleğini sürdürüyorum. Son 12 yıldır da Bağ-Kur emeklisiyim. 

H.A: Sayın ustam; mesleğinizin ilk yılları ve son yıllarını bize nasıl kıyaslar mısınız.?

Terzi Mustafa: 1970 yıllarında imkanlarımız kısıtlıydı. Eskiye rağmen terzilik mesleği çok daha rahat ve kolay yapılıyor. Mesleğimin ilk yıllarında ayaklı dikiş makinesi ile dikiş yapılıyordu.  Tüm dikmiş olduğumuz elbiseleri elde dikerdik. Ceketin içine “Tela” dediğimiz malzemeyi astarla kumaş arasına koruyucu olarak bırakırdık bu da elde yıkanırken ceketin bozulmamasına neden olurdu. Terzide dikilen takım elbisenin işlemlerinin çoğu el emeği göz nuru ile hazırlanırdı. Daha önce 10 kişinin yaptığı işçiliği şimdi konfeksiyon hazır giyimde son teknoloji ile 3 kişiyle yapabiliyorsunuz. Yeni teknoloji ile el sanatı ve işçilik bitme noktasına geldi.  Şimdi ise makineler son derece modern oldu. Geçmiş yıllara oranla mesleğimiz daha rahat  ve daha iyi imkanlara sahibiz.

H.A.: Sayın ustam; Konfeksiyon sektörü  terzilik mesleğini nasıl etkiledi? Terzi sayısı Gümüşhane’de artıyor mu azalıyor mu?

Terzi Mustafa: Maalesef bazı imkanlardan dolayı herkes okumayı tercih ettiğinde dolayı kimse  terzilik sanatı öğrenmek istemiyor.  Bundan dolayı da rahatsızız. Şimdilerde terzilik mesleğinde çalıştıracak işçi bulamıyoruz. Bizler bu konuda sıkıntı yaşıyoruz. Hazır konfeksiyon ürünlerine rağbet olunca el emeği göz nuru olan terzilik mesleği yok olmayla karşı karşıya . 70’li yıllarda çalıştığımız ayaklı makine ile şimdi ki son model makineler bir değil. Konfeksiyon sektörü olmasaydı Türkiye’nin en küçük illerden birisi olan Gümüşhane’de dahi 50-100 terzi dükkanı olabilirdi fakat şuanda bu mesleği yapan daha az. Konfeksiyon sektörü  olan hazır giyim terzilik sanatının gelişmesini çok etkiledi.  Konfeksiyon de sektöründe hazır giyim oldu.

H.A: Sayın ustam;  Erkek terzi ile Kadın terzi arasındaki farklar nedir?

Terzi Mustafa: Her meslekte  olduğu gibi meslekte de farklılar vardır. Bir gömlekçi ve kasketçinin bizden farklı olan mesleği onların sanatlarıdır. Her sanatkarın branşları farklı. Bir insan iyi bir tır şoförü olabilir ama bir bisikleti kullanamayabilir. Sonuçta ikisi de araçtır. Bizde de kadın ve erkek terzilik arasında farklılıklar olabiliyor.  

H.A.: Sayın ustam;  mesleğinizden memnun musunuz.?

Terzi Mustafa: Mesleğimden ve sanatımdan çok memnunum.

H.A.: Sayın ustam; şu anda yeni bir iş yapmak isteydiniz hangi mesleği yapmak isterdiniz?

Terzi Mustafa: 50 yıllık meslek hayatımda çok zorlandığımız dönemler oldu. Sebebi de ben ilkokulu bitirdikten sonra terzilik mesleğine başladım. Eğitimimi  tamamlayıp mesleğe başlasaydım hem daha çabuk bu mesleği öğrenir hem de mesleğin çeşitli sanatlarını öğrenmeden işyeri açmazdım.  Terzilik mesleğini seviyorum ve yine bu mesleği yapardım.

H.A: Sayın ustam; meslekle ilgili sıkıntılarınız neler? Mesleği öğrenmek için çırak, kalfa bulabiliyor musunuz.?

Terzi Mustafa: Tabi ki meslekle ilgili en büyük sıkıntılarımız biri işçi bulamıyoruz. Şuan işlerimden memnunum. Ancak bana yardımcı olacak bir kişi bulup da işyerimde çalıştıramıyorum.  Maalesef herkes okuyum bir yere geleyim diyor. Ama herkes okuyacak diye bir kanun yok. Kimisi okumada başarılı olur kimisi sanat da  başarılı olur. Eski meslekler öldü diye rağbet görmüyor.

Sizin de ifade ettiniz gibi şuan meslekte en büyük şikayetimiz çırak ve kalfa bulamıyoruz. Artık çırak ve kalfa yetiştiremiyoruz. Yani çalışmıyor, çalışmak istemiyor. Eminim küçücük bir şehir olan Gümüşhane de her sanatkarın yanında birer ikişer çırak yetişip ve ekmeğini kazanmış olsaydı işsizlik azılır ve mesleğimizde devam ederdi. Yeni eleman bulmada sıkıntılarımız var. 

H.A.: Sayın ustam; meslek ile ilgili beklentileriniz neler?

Terzi Mustafa:  Beklenti bu yaşa gelememe rağmen hala şu meslek ve sanatımı çok seviyorum.  Sabahın erken saatlerinde işyerimi açıp işin yoğunluğundan dolayı da akşam geç saatlere kadar çalışıyorum. İşlerimden son derece memnunum. Ben hizmet etmeyi seven  bir sanatkarım.

H.A: Sayın ustam; çevre esnafı ile ilişkileriniz nasıl?

Terzi Mustafa: Gümüşhane ilinde terzi olan arkadaşlarımız olsun, diğer sanat dallarında olsun herkesle diyaloğum çok iyi. Hayatımın en huzurlu yıllarını şu insanların içerisinde geçiyorum.  Yani gayet memnunum hayatımdan. Hiçbir esnafla bir sorunum yok.   

H.A.: Sayın ustam; bir terzi olarak insanlar niçin sizi tercih etmelidir?

Terzi Mustafa: Şimdi bir insanın tercih sebebi belki iyi bir sanatkar olabilirsin. Ama iyi bir esnaf olmadığınız zaman o sanatın hiçbir işe yaramıyor. Şimdi öncelikle iyi bir esnaf, iyi bir sanatkar olman için bir kere müşteri ile çok iyi diyalog kurman lazım. Herkes 3-5 krş. para için çoluk çocuğunun nafakası için çalışır gayret eder. Bunun için sanatdan da daha çok esnaflık benim nazarımda ön planda. İşyerinize gelen bir vatandaş sizden iş yaptırdıysa memnun olabilir, şikayetçi de olabilir. Müşteriyi güler yüzlü cana yakın bir şekilde  karşıladığınız zaman işlerinde bir eksiklik varsa o bu durumdan  memnun kalıyor. Bu da sizi mutlu ediyor. Bana gelen müşterilerim bu güler yüzlü yaklaşımımdan dolayı beni tercih ediyorlar.

H.A.: Sayın ustam; genel olarak terzilik yapan insanlar hakkında neler söyleyebiliriz.?

Terzi Mustafa: Herkesin mesleğine ve sanatına saygılı olmasını isterim.  Bir insan eğer esnaflığına saygı duymuyorsa mesleğine saygı duymuyorsa kabahati bir müşteri veya herhangi bir kişiden bulmamalı. Ben şu mesleğimi çok severek yaptığım için şikayetçi değilim. Sanatımdan ve esnaflığımdan memnumum.

H.A : Sayın ustam; mesleğinizde en önemli unsur nedir?

Terzi Mustafa: Her meslek kutsal olduğu gibi terzilik mesleği de kutsaldır. Şu terzilik mesleği insanlarla halkla ilişkileri olan en birinci baş sırada gelen bir meslek diyebiliriz. Terzilik mesleğimden dolayı vatandaşlarımız olsun, ilimizin mülki idare amirleri olsun, yerel yöneticiler olsun, üniversitemizdeki hocalarımız olsun, askeri erkan olsun diyaloglarımız çok iyi. Bu da bana huzur veriyor. Ben başka bir mesleği yapmış olsaydım belki bu kadar rahat diyalog kuramayabilirdim.  Terzilik mesleği benim görüşüme göre halkla ilişkileri en iyi olan bir meslek dalıdır. 

H.A.: Sayın ustam; müşteri ile yaşanan sorunlara örnek verebilir misiniz.?

Terzi Mustafa: Şimdi mutlaka yok desek yanlış olur. O kadar iyi günlerimiz oldu ki bu kadar iyi günlerimizin içerisinde çok aksi durumlarla da karşılaşıyoruz. Hatta öyle oluyor ki yani yanlış anlaşılmalardan dolayı bizi şikayet edenler bile olabiliyor. Memnun olmayan bir müşteri gittiği yerde falan esnaf bunu bunu söyledi diye. Fakat benim çok kötü anılarım olmadı diyebilirim. Ben herkese saygılı bir şey şekilde yaş aramadan, kimlik aramadan, makam aramadan kapımdan içeri giren her şahsı benim müşterim değil de bir misafirim kabul ettiğim için fazla sorun yaşamıyorum.

H.A.: Sayın ustam;  bize değerli vaktinizi ayırıp sorularımıza içtenlikle cevapladığınız için teşekkür ederim.

Terzi Mustafa: Aslında ben size de çok teşekkür ederim. Ve ayrıyeten bu imkanları tanıyıp ve beni iş yerime kadar gönderen sayın hocalarınıza da teşekkür ederim ve hürmetlerimi sunuyorum.  

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.